Geleneksel bir hikâye vardır sıklıkla andığım: yaşlı bilge bir kadına sorarlar bilgeliğinin sırrını. Kadın cevap verir: ‘’kalbimde iki kurt taşıyorum: biri sevgi, diğeri nefret. Her gün hangisini beslersem her şey ona göre değişiyor…’’
Zamanında şimdilerde tanıdık olarak anabileceğim biriyle sohbet ederken ‘’koşulsuz şefkat ve nezaket’’in olamayacağını söylemişti. Ben de o zamanki benliğimle aslında olabileceğini bildiğim halde kelimelerimin kifayetsiz kaldığına şahit olmuş, ‘’öyle işte’’ demekle yetinmiştim.
Geçenlerde yeniden elime aldığım eski bir kitabımda ‘’yeniden’’ karşıma çıkan ve koşulsuz şefkat örneği olarak Buda’nın bir goril olduğu uyarlanmış şu hikâye zihnimde bu anıyı ziyaret etmeme vesile oldu:
‘’Bir gün bir avcı ormanda kaybolmuş, derin bir çukura düşmüş ve bir türlü çıkamamış. Gittikçe daha çok acıkarak ve zayıf düşerek günlerce yardım için seslenmiş. Sonunda Buda-Goril onu duyup gelmiş. Çukurun dik ve kaygan kenarlarını görünce adama şöyle demiş: ‘’seni güvenle çıkarabilmek için önce çukura indirdiğim kayalarla alıştırma yapacağım.’’ Goril, çukura her biri diğerinden daha büyük olan birkaç kaya parçası yuvarlamış, sonra da hepsini dışarı taşımış. Sonunda sıra adama gelmiş. Kayalara ve sarmaşıklara tutunarak güçlükle yukarı tırmandıktan sonra adamı dışarı itmiş, son bir çabayla kendisi sürünerek çıkmış. Adam çukurdan çıktığı için büyük bir mutlulukla etrafına bakmış. Goril nefes nefese yanında uzanıyormuş. Adam ‘’Goril teşekkür ederim. Bana ormandan çıkışı gösterir misin?’’ demiş. Goril yanıt vermiş: ‘’ Olur İnsan, ama önce gücümü toplamak için biraz uyumalıyım.’’ Goril uyurken adam onu izleyip düşünmeye başlamış: ‘’ çok açım. Ormandan çıkışı kendim bulabilirim. Bu da altı üstü bir hayvan. Şu kayalardan birini kafasına indirip onu öldürebilir ve yiyebilirim. Ne duruyorum ki?’’ Böylece adam kayalardan birini kaldırabildiği kadar yükseğe kaldırmış ve hızla gorilin kafasına indirmiş. Goril acıyla bağırarak hemen doğrulmuş, yüzüne kanlar akarken darbenin etkisiyle şaşkınmış. Goril adama bakıp ne olduğunu anladığında gözleri yaşlarla dolmuş. Kafasını kederle sallayarak ‘’zavallı İnsan. Asla mutlu olamayacaksınz’’ demiş.
Ve hikâye aktarıcısı yazar ekliyor: ‘’Goril’in öç almasına gerek yoktu. Eylemlerinin sonucunda adamın asla mutlu olamayacağını biliyordu…. Kötü niyetli olmamak; pasiflik, sessizlik ya da başkalarının size zarar vermesine izin vermek demek değildir. Goril, insan karşısında sinmemiş, söylenmesi gereken ne varsa söylemiştir. Kötü niyete kapılmadan inandığınız gerçekleri savunmak ve etkili eylemlerde bulunmak için pek çok fırsat vardır…’’
Kalbimizdeki sevgi kurdunu besleyip büyüttüğümüz, karşımızdakine tüm nahoş hislerle beraber nezaket gösterebilecek kadar açık kalpli olduğumuz bir bayram diliyorum.
Sevgiyle,